Ermeni Meselesini En İyi O Biliyor
Ermeni meselesini en iyi bilen kişiler arasında olan AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Seyit Sertçelik: ‘Ermeniler 4-T planı peşinde’ diye konuştu.
Ak Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Seyit Sertçelik, Türkiye’nin dış politikada çok önemli bir sorunu olan Ermenilerin soykırım yalanlarını değerlendirirken çarpıcı tespitlerde bulundu.
Konya TV’de canlı olarak yayınlanan ve Televizyonun Ankara Temsilcisi ve Belde Gazetesi Haber Müdürü Dursun Erkılıç’ın hazırlayıp sunduğu “Ankara’nın Zirvesi’ programına katılarak soruları cevaplana Sertçelik, Ermenilerin Türk ve Müslümanlara yaptığı zulümlere tarihi süreç açısından dikkat çekti.
Türkiye olarak takılıp kaldığımız ‘1915 olayları’nın çok öncesi olduğunu anlatan Seyit Sertçelik, Ermeni yalanlarıyla ilgili mücadele konusunda ve kendisinin hazırladığı ve TBMM tarafından bastırılan kitapla ilgili de bilgiler verdi.
Sertçelik, “Siz Ermeni sorunuyla ilgili ülkenin en yetkin isimlerindensiniz. Bilinen yanlışları da düzeltmek adına, Ermeni sorunu nedir, Ermeniler ne istiyor?” sorusu üzerine, “Bildiğiniz gibi Türkiye kamuoyunda Ermeni sorunu denildiğinde 1915 olayları akla geliyor. Ancak Ermeni sorunu çok kapsamlı bir konu ve sorun. Sadece 1915 olaylarına odaklanıldığı zaman bunu anlamak mümkün değil” dedi.
Seyit Sertçelik, “Ben Rus arşivlerinde uzun yıllar çalıştım, yaklaşık sekiz yıl. Rus ve Ermeni kaynakları üzerine yaptığım çalışmalar sonucunda, Ermeni sorununun 1678 tarihine kadar gitmiş olduğunu gördüm. Rus ve Ermeni kaynakları ışığında yazmış olduğum Ermeni sorununun ortaya çıkış süreci isimli eser TBMM tarafından yayınlandı Türkçe olarak, ardından İngilizce olarak. Bu sorunun özünde bir devlet kurma mücadelesi var. Osmanlı içinde yüz yıllarca barış içinde yaşayan Ermenilerin Osmanlı devletinin hasta adam olarak nitelendiği 19. Yüzyıl ortalarına kadar Ermeni sorunu olduğunu söylememiz mümkün değil” diye konuştu.
Sertçelik şunları anlattı:
“1890 yıllarında tarihçiler tarafından Anadolu’da üç yüz bin Ermeni’nin katledildiği öne sürülür. Yapmış olduğum detaylı incelemeler sonucunda kesinlikle böyle bir şey olmadığı, isyanlar sonucunda hayatını kaybeden Ermenilerin yaklaşık on bin civarında olduğunu görüyoruz. Ama Ermeni isyanlarından dolayı çok sayıda Müslümanın da hayatını kaybettiğini, Osmanlı askerlerinin hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu tarihlerde çok enteresandır, Rus istihbaratçıları ve diplomatları, Ermenilerin sayılar konusunda sayıları çok abarttıklarını, kayıplarına bir sıfır ilave ettiklerini söylerler. Dolayısıyla aynı şeyi biz birinci dünya savaşında 1915’te de görüyoruz. 1914’e geldiğimiz zaman artık hasta adam olarak nitelenen Osmanlı devletinin tarih sahnesinden silineceği, batılı Hıristiyan güçler tarafından dillendirilmeye başlamış ve Ermenilere de Anadolu’da en azından bir özerk devlet kurulacağı sözü verilmesiyle Ermenilerin Osmanlı devletine karşı isyan etmeleri, hatta topyekün neredeyse Osmanlıya karşı savaşmaları sağlanmıştır. Birinci dünya savaşı başladığı zaman 1914 tarihinde Ermeniler kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsat olarak görmüşlerdir, uzun yıllardır hayalini kurdukları Ermeni devleti için. Dolayısıyla ellerinden gelen tüm yardımı batılı güçler lehine seferber ederler. Hatta kendi deyimleriyle itilaf devletleri nezdinde savaşın bir tarafı olurlar. Türkiye’de son zamanlarda söylendiği gibi Ermenilerin o dönemde mazlum olduğunu, mağdur olduğunu pek söylememiz mümkün değil. Çünkü Rus ordusu bünyesinde savaşan Ermenilerin sayısı yüz elli bin ile üç yüz binin arasındadır. Rus ve Ermeni kaynaklarında, İngiliz kaynaklarında bu sabittir. Ayrıca on bine yakın Ermeni gönüllü birliği de Osmanlı ordusuna karşı Kafkas cephesinde savaşmıştır. Yani Anadolu toprakları üzerinde bir Ermeni devleti kurabilmek için topyekün seferber olmuşlar, sivil Müslümanlara karşı onları katletmeye başlamışlar. Devletin güvenliğini tehlikeye düşürmüşler. Buna mukabil olarak devlet hem Müslümanların hem Ermenilerin can güvenliğini sağlayabilmek için onları ülkenin daha güvenli iç bölgelerine tehcir etmek durumunda kalmıştır. Bir de bildiğimiz gibi bu dönemde Ermenilerin bir buçuk milyon civarı bir kaybı olduğu söylenir. Bu yalandır. Biraz önce söylemiş olduğum gibi Ermenilerde bir sıfır ekleme alışkanlığı vardır. Savaş döneminde Ermeni kayıpları yüz elli bin civarındadır. Olsa olsa iki yüz bin civarında olduğunu söyleyebiliriz. Bu kayıpların da büyük kısmı cephede Osmanlı ordusuna karşı savaşırken ölenlerden oluşmaktadır. Yani Ermeni askerler Rus ordusuyla beraber Türklere kurşun sıkarken kurşun yemişlerdir.”
AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Seyit Sertçelik, “Şu da çok önemli” diyerek şunları anlattı:
“Son yıllarda Türk kamuoyuna karşı Ermeni çevrelerince bir ikna kampanyası başlatılmıştır. Bunu çok önemsiyorum. Titizlikle üstünde durmamız gereken bir konu. Zira 2015’e girerken, 1915’in yüzüncü yılına girerken Ermenilerin amacı şudur, Türkiye’de Ermeni soykırımı olmuştur diyen Türklerin sayılarını artırmak suretiyle 2015 yılına doğru Türkiye cumhuriyeti devletinin resmen soykırımı tanımasını isteyeceklerdir. Türkiye cumhuriyetinin uyanık olması gerekiyor. Kesinlikle soykırım iddiaları bir yalan projesidir. Savaş döneminde yaşanan bir trajedi olmuştur, ancak Ermeniler batılılar tarafından kullanılmıştır. Dolayısıyla bu trajediyi sadece Ermeniler yaşamamıştır, Müslümanlar da yaşamıştır. Soykırım yalanına Türk milleti olarak düşmememiz gerekiyor. Türk milletinden özellikle bu konu üzerine düşünmelerini, soykırım olmuştur diyen insanlara itibar etmemelerini kendilerinden özellikle istirham ediyorum.”
Dursun Erkılıç’ın “O kadar güzel anlattınız ki, araya girilecek yerler vardı ama girmedim. Konuşmanızla ilgili şöyle tespitlerim var: Bir, aslında soykırım yoktur ama mukatele vardır diyenler bile bir yanılgı içinde çünkü cephede ölenlere mukatele sonucu öldü denemez, bu bir savaştır. İkincisi, 1915 olayları diyoruz, ama bu da bir sonuç. O sürece kadar çok olay var ve bunların anlatılması ve 1915 olaylarının sonuç olduğunun gösterilmesi lazım. Üçüncüsü, hal böyleyken biz neden kendimizi anlatamıyoruz ve neden Fransa büyükelçisinin, Fransa’ya iki buçuk milyon Türkün kaybolduğunu da anlatın demesinin gereğini yerine getiremiyoruz? Yani biz kendimizi niye anlatamıyoruz, ne yapmak lazım?” sorusu üzerine de, Seyit Sertçelik şöyle konuştu:
“Maalesef doğru. Türkiye son yıllarda bu konunun üstüne yoğun bir şekilde eğilmeye başladı. Türk tarihçileri çok önemli çalışmalara imza attılar ancak 1980’lere kadar bu konuya çok fazla eğilmedik. Ermeniler yüz yıllık soykırım yalanını aşamalı aşamalı çok sinsi bir şekilde işlediler. Ermeni soykırımı dediğimizde bunun dört tane ayağı olduğunu görüyoruz. Tarihçiler biz buna ‘dört T planı’ diyoruz. Birinci plan, soykırım yalanını dünyaya tanıtmak. İkinci t planı, soykırım olduğunu tanıyan ülke sayılarını artırmak. İkinci t planı da maalesef başarıyla geçmiş durumdalar. Bu olayın üçüncü aşaması tazminat. Dördüncü aşaması toprak.”dedi.
Ermeni Meselesini En İyi O Biliyor
Ermeni meselesini en iyi bilen kişiler arasında olan AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Seyit Sertçelik: ‘Ermeniler 4-T planı peşinde’ diye konuştu.
Ak Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Seyit Sertçelik, Türkiye’nin dış politikada çok önemli bir sorunu olan Ermenilerin soykırım yalanlarını değerlendirirken çarpıcı tespitlerde bulundu.
Konya TV’de canlı olarak yayınlanan ve Televizyonun Ankara Temsilcisi ve Belde Gazetesi Haber Müdürü Dursun Erkılıç’ın hazırlayıp sunduğu “Ankara’nın Zirvesi’ programına katılarak soruları cevaplana Sertçelik, Ermenilerin Türk ve Müslümanlara yaptığı zulümlere tarihi süreç açısından dikkat çekti.
Türkiye olarak takılıp kaldığımız ‘1915 olayları’nın çok öncesi olduğunu anlatan Seyit Sertçelik, Ermeni yalanlarıyla ilgili mücadele konusunda ve kendisinin hazırladığı ve TBMM tarafından bastırılan kitapla ilgili de bilgiler verdi.
Sertçelik, “Siz Ermeni sorunuyla ilgili ülkenin en yetkin isimlerindensiniz. Bilinen yanlışları da düzeltmek adına, Ermeni sorunu nedir, Ermeniler ne istiyor?” sorusu üzerine, “Bildiğiniz gibi Türkiye kamuoyunda Ermeni sorunu denildiğinde 1915 olayları akla geliyor. Ancak Ermeni sorunu çok kapsamlı bir konu ve sorun. Sadece 1915 olaylarına odaklanıldığı zaman bunu anlamak mümkün değil” dedi.
Seyit Sertçelik, “Ben Rus arşivlerinde uzun yıllar çalıştım, yaklaşık sekiz yıl. Rus ve Ermeni kaynakları üzerine yaptığım çalışmalar sonucunda, Ermeni sorununun 1678 tarihine kadar gitmiş olduğunu gördüm. Rus ve Ermeni kaynakları ışığında yazmış olduğum Ermeni sorununun ortaya çıkış süreci isimli eser TBMM tarafından yayınlandı Türkçe olarak, ardından İngilizce olarak. Bu sorunun özünde bir devlet kurma mücadelesi var. Osmanlı içinde yüz yıllarca barış içinde yaşayan Ermenilerin Osmanlı devletinin hasta adam olarak nitelendiği 19. Yüzyıl ortalarına kadar Ermeni sorunu olduğunu söylememiz mümkün değil” diye konuştu.
Sertçelik şunları anlattı:
“1890 yıllarında tarihçiler tarafından Anadolu’da üç yüz bin Ermeni’nin katledildiği öne sürülür. Yapmış olduğum detaylı incelemeler sonucunda kesinlikle böyle bir şey olmadığı, isyanlar sonucunda hayatını kaybeden Ermenilerin yaklaşık on bin civarında olduğunu görüyoruz. Ama Ermeni isyanlarından dolayı çok sayıda Müslümanın da hayatını kaybettiğini, Osmanlı askerlerinin hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu tarihlerde çok enteresandır, Rus istihbaratçıları ve diplomatları, Ermenilerin sayılar konusunda sayıları çok abarttıklarını, kayıplarına bir sıfır ilave ettiklerini söylerler. Dolayısıyla aynı şeyi biz birinci dünya savaşında 1915’te de görüyoruz. 1914’e geldiğimiz zaman artık hasta adam olarak nitelenen Osmanlı devletinin tarih sahnesinden silineceği, batılı Hıristiyan güçler tarafından dillendirilmeye başlamış ve Ermenilere de Anadolu’da en azından bir özerk devlet kurulacağı sözü verilmesiyle Ermenilerin Osmanlı devletine karşı isyan etmeleri, hatta topyekün neredeyse Osmanlıya karşı savaşmaları sağlanmıştır. Birinci dünya savaşı başladığı zaman 1914 tarihinde Ermeniler kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsat olarak görmüşlerdir, uzun yıllardır hayalini kurdukları Ermeni devleti için. Dolayısıyla ellerinden gelen tüm yardımı batılı güçler lehine seferber ederler. Hatta kendi deyimleriyle itilaf devletleri nezdinde savaşın bir tarafı olurlar. Türkiye’de son zamanlarda söylendiği gibi Ermenilerin o dönemde mazlum olduğunu, mağdur olduğunu pek söylememiz mümkün değil. Çünkü Rus ordusu bünyesinde savaşan Ermenilerin sayısı yüz elli bin ile üç yüz binin arasındadır. Rus ve Ermeni kaynaklarında, İngiliz kaynaklarında bu sabittir. Ayrıca on bine yakın Ermeni gönüllü birliği de Osmanlı ordusuna karşı Kafkas cephesinde savaşmıştır. Yani Anadolu toprakları üzerinde bir Ermeni devleti kurabilmek için topyekün seferber olmuşlar, sivil Müslümanlara karşı onları katletmeye başlamışlar. Devletin güvenliğini tehlikeye düşürmüşler. Buna mukabil olarak devlet hem Müslümanların hem Ermenilerin can güvenliğini sağlayabilmek için onları ülkenin daha güvenli iç bölgelerine tehcir etmek durumunda kalmıştır. Bir de bildiğimiz gibi bu dönemde Ermenilerin bir buçuk milyon civarı bir kaybı olduğu söylenir. Bu yalandır. Biraz önce söylemiş olduğum gibi Ermenilerde bir sıfır ekleme alışkanlığı vardır. Savaş döneminde Ermeni kayıpları yüz elli bin civarındadır. Olsa olsa iki yüz bin civarında olduğunu söyleyebiliriz. Bu kayıpların da büyük kısmı cephede Osmanlı ordusuna karşı savaşırken ölenlerden oluşmaktadır. Yani Ermeni askerler Rus ordusuyla beraber Türklere kurşun sıkarken kurşun yemişlerdir.”
AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Seyit Sertçelik, “Şu da çok önemli” diyerek şunları anlattı:
“Son yıllarda Türk kamuoyuna karşı Ermeni çevrelerince bir ikna kampanyası başlatılmıştır. Bunu çok önemsiyorum. Titizlikle üstünde durmamız gereken bir konu. Zira 2015’e girerken, 1915’in yüzüncü yılına girerken Ermenilerin amacı şudur, Türkiye’de Ermeni soykırımı olmuştur diyen Türklerin sayılarını artırmak suretiyle 2015 yılına doğru Türkiye cumhuriyeti devletinin resmen soykırımı tanımasını isteyeceklerdir. Türkiye cumhuriyetinin uyanık olması gerekiyor. Kesinlikle soykırım iddiaları bir yalan projesidir. Savaş döneminde yaşanan bir trajedi olmuştur, ancak Ermeniler batılılar tarafından kullanılmıştır. Dolayısıyla bu trajediyi sadece Ermeniler yaşamamıştır, Müslümanlar da yaşamıştır. Soykırım yalanına Türk milleti olarak düşmememiz gerekiyor. Türk milletinden özellikle bu konu üzerine düşünmelerini, soykırım olmuştur diyen insanlara itibar etmemelerini kendilerinden özellikle istirham ediyorum.”
Dursun Erkılıç’ın “O kadar güzel anlattınız ki, araya girilecek yerler vardı ama girmedim. Konuşmanızla ilgili şöyle tespitlerim var: Bir, aslında soykırım yoktur ama mukatele vardır diyenler bile bir yanılgı içinde çünkü cephede ölenlere mukatele sonucu öldü denemez, bu bir savaştır. İkincisi, 1915 olayları diyoruz, ama bu da bir sonuç. O sürece kadar çok olay var ve bunların anlatılması ve 1915 olaylarının sonuç olduğunun gösterilmesi lazım. Üçüncüsü, hal böyleyken biz neden kendimizi anlatamıyoruz ve neden Fransa büyükelçisinin, Fransa’ya iki buçuk milyon Türkün kaybolduğunu da anlatın demesinin gereğini yerine getiremiyoruz? Yani biz kendimizi niye anlatamıyoruz, ne yapmak lazım?” sorusu üzerine de, Seyit Sertçelik şöyle konuştu:
“Maalesef doğru. Türkiye son yıllarda bu konunun üstüne yoğun bir şekilde eğilmeye başladı. Türk tarihçileri çok önemli çalışmalara imza attılar ancak 1980’lere kadar bu konuya çok fazla eğilmedik. Ermeniler yüz yıllık soykırım yalanını aşamalı aşamalı çok sinsi bir şekilde işlediler. Ermeni soykırımı dediğimizde bunun dört tane ayağı olduğunu görüyoruz. Tarihçiler biz buna ‘dört T planı’ diyoruz. Birinci plan, soykırım yalanını dünyaya tanıtmak. İkinci t planı, soykırım olduğunu tanıyan ülke sayılarını artırmak. İkinci t planı da maalesef başarıyla geçmiş durumdalar. Bu olayın üçüncü aşaması tazminat. Dördüncü aşaması toprak.”dedi.