Çubuk’u yeniden keşfetmek için hazırlanan tanıtım dergisi dağıtılmaya başlandı.
Çubuk’un tarihi, turistik, mesire alanlarını, kültürünü ve ekonomisini tüm dünyaya tanıtmak amacı ile hazırlanan derginin dağıtımına başlandı. Çubuk Belediyesi tarafından oluşturulan bir ekip tarafından hazırlanan dergi uzun bir çalışma sonucu ortaya çıktı. Hazırlıklarına Mayıs ayında başlayan ve yaklaşık dört ay süren uzun çalışmanın ardından hazırlanan dergi için, Çubuk ve çevresinde 3 bin 500 km yol kat edildi. Yüz atmış sayfalık dergi için 20 bin kare fotoğraf çekimi yapıldı. Çubuk’u her yönüyle tanıtan ve görsel ağırlıklı olan dergininin adı da ‘Esenlik Şehri – ÇUBUK 2010’ olarak belirlendi.
İmtiyaz sahipliğini Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden’in Yazı İşleri Müdürlüğü’nü Çubuk Belediyesi Özel Kalem Müdürü Yusuf Akkaya’nın yaptığı derginin Yayın Koordinatörü Gazeteci Recep Tanıtkan ve Editörü Gazeteci Ali Fuat Ulay’dan oluşan bir ekip hazırladı. Uluslararası Çubuk Kültür Festivali’nde ilçeye gelen misafirlere dağıtılacak olan derginin basımını Ajanstürk Matbaacılık yaptı.
Dergiye başladıktan sonra Ankara’yı dolayısı ile Çubuk’u keşfettiğini ifade eden derginin editörü gazeteci Ali Fuat Ulay, işe ilk başladıklarında işlerinin çok kolay olduğunu düşündüklerini ancak ilçeyi gezdikçe, keşfettikçe çok yanıldıklarını gördüklerini söyledi. Gazeteci-foto muhabiri Recep Peker Tanıtkan’la başladıkları işin bu kadar uzamasındaki sırrın ilçedeki gizemlilikte yattığını kaydeden Ulay, sözlerine şöyle devam etti:
“ Çubuk’un güzelliklerini keşfetmeye başlamamızda Belediye Personeli İsmail Doğan’ın büyük katkısı oldu. Çubuk kent merkezinden uzaklaştıkça adım adım gezdiğimiz köy ve mahallelerin güzellikleri, kendine has değerleri ortaya çıkmaya başladı. Şuracıkta Ankara’nın yanı başında olan en fazla 80 km uzaklıktaki güzellikler elimizin altında idi. Deklanşörlerimiz çalışmaya başladı. Bir Hacılar Köyü Şelalesi, bir Meşeli Köyü Göl Yaylası, Mahmutoğlan Köyü Camii, başta Yukarı Çavundur Aydos Yaylası ve diğer yaylalar en keyifli fotoğraflar oldu. Özellikle Uluağaç Yaylası Hacı Gölü, Aydos Yaylası Süt Gölü büyüleyiciydi. Daha birçok güzelliği yansıttık kitapta. Çubuk’ta bulunduğumuz sürelerde halkıyla da bütünleştik. Tanıtım kitabı için yapılan nefis yöresel yemekleri fotoğrafladıktan sonra tatmak harika oldu. Fırından çıkan davul gibi şişkin Yukarı Çavundur’un mis gibi ekmekleri, bir et yemeği olan Homaça, Zeytin Yağlı Yaprak Sarması, olmazsa olmaz Vişne Şurubu, asla vazgeçilmeyecek dünyaca ünlü turşu çeşitleri damak çatlatan cinstendi. Çekimlerimiz boyunca Çubuk halkının bize bazı ikramlarıydı bunlar’’dedi.
Çekimlerin en büyük sürprizinin Aşağı Obruk ve Yiğitler Köyleri arasında bulunan tarihi kemerli köprü olduğunu belirten Ulay, ’’Çobanların dışında kimsenin bilmediği bu harika köprüye kervanların geçtiğini sandığımız için ‘Kervancı’ adını koyduk. Bu derginin hazırlanması sırasında gördük ki, Ankara’dan 39 kilometre uzaklıktaki Çubuk, tarih, doğa ile iç içe keşfedilmeyi bekliyor. 35 yıldır Ankara’da yaşayan birisi olarak ‘şimdiye kadar bu güzellikleri neden keşfetmedim’ diye üzüldüm. Herkese tavsiyem, organik pazarıyla, kekik kokan etleriyle, Agat Taşı’yla vişnesiyle, kavunuyla özellikle sofralarımızda mutlaka yerini alması gerekli bin bir çeşit turşularıyla 39 km uzaklıktaki Çubuk’u keşfetmeyi öneriyorum’’ şeklinde konuştu.