Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci Egemen Bağış, AB içindeki muhataplarına da, muhatabı olmadığı halde muhatapmış gibi davrananlara da, bir hadsizlik ettiklerinde haddini bildirmeyi sürdürüyor.
IRKÇININ MÜNASİP YERİ
Bunun birçok örneği var ama şu hiç unutulmaz arasında:
Gerçek bir Türk ve Türkiye düşmanı olarak nam salan, Hollandalı aşırı sağcı parlamenter Barry Madlener, Brüksel’de 67. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısına katılan AB Bakanı ve Baş müzakereci Egemen Bağış’ı çileden çıkaran bir konuşma yapmış ve Türkiye’de bir mizah dergisinde yayınlanan, “Allah Yok, Din Yalan” yazısıyla tartışmalara yol açan, çerçeveli bir karikatürü kendisine vermek istemişti.
Bu arada ortamın gerilmesi üzerine KPK Eş başkanı Aziz Demirkan, ayağa kalkarak, Madlener’in Bağış’a ulaşmasını engellemiş, Madlener bunun üzerine Müslümanları aşağılamayı hedef alan karikatürü Demirkan’a uzatmıştı…
Bu sırada Bakan Bağış, Demirkan’a seslenerek, “Aziz Bey, almayın, almayın” talimatını vermiş ve Madlener’e İngilizce olarak, “Onu münasip bir yerine koy” diye seslenmişti.
KIBRIS VE TÜRKİYE
Televizyon ekranlarına da yansıyan bu çıkışın ardından, Bağış, son bombasını Kıbrıs konusunda patlattı ve “KKTC, Türkiye’ye bağlanabilir” dedi.
Ortalık ayağa kalktı!
Halbuki, Kıbrıs’ta çözüm için her türlü seçeneğin masada olduğunu hatırlatmış ve çözümsüzlük üzerine politika geliştiren Rumların tutumuna dikkat çekmişti.
Londra ziyareti sırasında Kıbrıs gazetesine konuşan Bağış, sözlerini istismar edilmesinin ardından AA’ya çok net bir açıklama daha yaptı ve dedi ki:
“Bizim tek amacımız Ada’da iki tarafın da üzerinde uzlaştığı bir çözümün ortaya çıkması ve AB Dönem Başkanlığını Temmuz ayında Birleşik Kıbrıs Devleti’nin üstlenmesidir. Ama çözüme ulaşılmazsa da bizim için bütün alternatifler değerlendirilmeye açıktır. Orada da gazeteci arkadaşımız KKTC’nin Türkiye’ye bağlanmasının söz konusu olup olamayacağını sorunca ben bunun da bir alternatif olabileceğini söyledim. Biz şu anda Kıbrıs’ta yeni bir politikayı hayata geçiriyor değiliz. Bizim tek hedefimiz bir an evvel çözüme ulaşılmasıdır. Ama çözüme ulaşılamadığı takdirde kimse Türkiye’den KKTC’yi yalnız başına bırakmasını da bekleyemez. Maalesef KKTC içerisinde Türkiye’nin KKTC’yi yalnız bırakmasını isteyen siyasetçiler kalkıp anavatanlarının bir bakanı üzerinden siyasi rant devşirme peşine düşüyorlar. Ben bu çabaların Kıbrıs Türk halkı tarafından rağbet görmeyeceğini ve Kıbrıs Türk halkının genel görüşünü yansıtmadığı kanaatindeyim.”
RUM ŞOVUNA İZİN YOK
Bakan Bağış, temmuz ayında AB dönem başkanlığını alacak olan Kıbrıs Rum yönetiminin muhatap alınıp alınmayacağı konusunda iki hususa da dikkat çekti.
Bağış, bu dönemde Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve aday ülkelerle ilişkilerin süreceğini ancak Rum yönetimini görmezden gelineceğini söyledi.
Aday ülkelerin dönem başkanlarıyla muhatap olmalarını gerektirecek iki tür toplantı olduğunu söyleyen Bakan Bağış, bunlardan birinin Ortaklık Konseyi Toplantısı, ikincisinin de fasıl açma ve kapama törenleri olduğunu hatırlattı.
Ortaklık Konseyi Toplantısına, Fransa gibi ülkelerin dönem başkanlıklarında da katılmadığımızı belirten Bağış, Rumların ‘fasıl şovuna neden izin vermeyeceğimizi de şöyle anlattı:
“Türkiye son üç dönem başkanlığında hiçbir faslı açmadı. Bunun nedeni de Rum yönetiminin ortaya koyduğu şımarık tavırdır. Şimdi kendi dönem başkanlıklarında kendi veto ettikleri fasıllarla ilgili olarak biz vetoyu kaldırdık, Türkiye gelsin karşımıza otursun derlerse bizim de o günlerde toplantılarımızın yoğunluğundan dolayı Brüksel’e gidememe ihtimalimiz ortaya çıkabilir. Bu fasılları bir sonraki dönem başkanlığına erteleme imkanımız doğabilir. Biz kendilerini uyardık, komik duruma düşmesinler. Normal şartlarda tanımadığımız bir ülkenin yetkililerini, sadece birileri onlara artık siz başkansınız dedi diye muhatap alacak değiliz”.
SON SÖZ…
Sayın Bakan’ın ‘Egemen’liğine diyecek yok…
‘Bağış’ konusuna gelince, hiç bağışlamadığını hatırlatmak gerek…
Haber: Dursun ERKILIÇ